Aloe vera, içeriğinden dolayı birçok alanda kullanılmaya başlanmış ve vazgeçilmeyecek gibi görünen bir şifalı bitkidir. Asıl yetiştiği yer Kuzey Afrika olmasına rağmen faydalarından yararlanmak amacıyla birçok yere yayılmış ve özenle yetiştirilmektedir. Türkiye'de de son yıllarda yetiştirilmeye başlanmış ve gittikçe yayılmaktadır. Bunun için seralar kurulmuş hatta birçok kişi evlerinde saksılarda yetiştirmektedir. Bunun en büyük nedeni bitkisel tedavi alanında kullanılması ve bakımının çok kolay olmasından kaynaklanmaktadır. Ağız yoluyla ve dışarıdan kullanımı olan bu bitkinin ürünleri, birçok probleme çözüm olduğundan dolayı vazgeçilmez bir bitki haline gelmiştir.
Aloe vera bitkisinin yapısında 12 vitami, 18 amino asit ve 20 mineral bulunmaktadır. Mineraller, vitaminlerin tesirini daha da attırır. Amino asitler ise hücrelerin yenilenmesi özelliğini verir. Ayrıca türlü enzimlerde barındırmaktadır, bu enzimler beslenerek aldığımız ve fazla gelen şeker ile yağın sindirilmesinde destekçi olur.
Aloevera bitkisinin yapraklarının içerisinde bir sıvı bulunur. Bu sıvıya aloe vera jel adı verilmektedir. Kozmetik sektöründe ve tıp alanında kullanılan aloe vera jel; A, B grubu, C, E vitaminleri ve folik asit-demir, çinko, kalsiyum, krom, magnezyum, selenyum, fosfor gibi mineraller barındırır. Bünyesinde bulunan maddeler nedeniyle direnç sisteminin kuvvetlendirir. Ayrıca kanser tedavisi gören kişilerde görülen sistemlerindeki düşüşü kuvvetlendirmeye destek olduğu söylenmektedir. Aloe vera jel (bitki karışımlı aloe vera şurubu) bağırsak mantarlarına, reflü, gastrit gibi mide problemlerine, kabızlığa ve tip 2 şeker hastalığına karşı etkili olduğu bilinmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder